özgürlüktür, kendinizi boşluğa bıraktığınızda kucaklar sizi.
keşiftir, içinde başka dünyalar barındırır.
huzurdur, rahatlatır.
keyiftir, hafifletir.
ama doğru zaman değilse o an;
izin vermez ona dokunmanıza.
bilirsiniz o an kararmıştır deniz, soğuktur;
eğer yaklaşırsanız yutar sizi, gömer derinliklerine.
öylece bakakalırsınız, usulca seyredersiniz.
kendinizi ona bırakmaya cesaret edemezsiniz.
bir şey gelmez elinizden, güneşli günleri beklersiniz…
yaklaşık 1 haftadır, hatta tam olarak 1 haftadır zonguldak’tayım. her yıl olduğu gibi bu yıl da ağustos-eylül programım sabah 8 – akşam 8 arasında dükkanda, sonrasında ise evde pineklemekle geçiyor. malum ramazan ayında oluşumuzdan, dükkanda insanlarla uğraşmak şüphesiz ki daha çok sabır ve çaba gerektirecek. zonguldak yazısına devam et →
şüphesiz ki pek çok insana kıyasla gayet keyifli ve sorunsuz bir yaşantım var, nankörlük edemem. bu yüzden gönül rahatlığıyla “iyi ki doğmuşum!” diyebiliyorum.
elbette başta ailem ve dostlarım olmak üzere; bugün “iyi ki doğdum” diyebilmeme katkıda bulunan herkese teşekkürü borç bilirim =)
kayıtlarda 83 doğumlu görünsem de 86’lı gösteriyorum.
bazen 88’li bazen de 78’li gibi hissediyorum.
iyi ki doğdum! hiho.
evet, bitti. mis gibi geçen bir yaz okulunun ardindan insan “iyi yaz okuluna kalmisim” diyor yahu? ya da demeye de bilir, bilemedim. tanitim günleri, dersler vs. derken bir anda geçiverdi. 3 günlük Antalya tatili ve güzel geçen finaller ile de keyifle sonlandi. zonguldak’a doğru… yazısına devam et →
3 günlük keyifli bir Antalya macerasından sonra gayet zinde hissediyorum, hatta o kadar zinde hissediyorum ki bakın blog bile yazıyorum. lakin, Antalya macerası ile ilgili keyifli ve kapsamlı bir blog daha ayrıca yazacağımdır. fotoğrafların bana ulaşmasını bekliyorum. yaz okulu biterken yazısına devam et →
Bazen en doğru karar, en zor olandır.